İçerik Dizini Göster
Tarih boyunca insanların hayatının bir parçası olan mücevher sanatı, özel anlamlar ve motifleri, çeşitli değerli taşları, farklı şekillere ve formlara uyarlamak olarak temsil edilmektedir. Bu konuda Anadolu dünyada eşi benzeri olmayan mücevher örneklerine sahiptir.
Takı, insanların giysilerinin bir parçası olarak antik dönemlerden beri var olmuştur. Varoluşundan beri, insanlar hem dinsel hem de geleneksel sebeplerle bu aksesuarları tercih etmişlerdir; örneğin, korkularını aşmak, şan kazanmak, güçlerini göstermek ve güzel görünmek.
Takı konusunda ilk olarak değerli taş ve mücevherlerle yapılmış takılar akla gelir. Ancak günümüzde takı çeşitliliği neredeyse sınırsızdır ve her türlü malzeme kullanılmaktadır.
Takı, tarih boyunca toplumlar ve kültürlerin etkisi altında farklı şekiller ve formlarda ortaya çıkmış ve bugün de devam etmektedir. Her kültür ve toplum takıya kendi benzersiz anlamlarını ve sunumlarını eklemiştir. Hangi toplum ve kültüre ait olursa olsun, takının temelinde estetik yatmaktadır.
Takı bir semboldür, bir sanat eseridir hatta yatırım aracı olarak da görülür. Antik dönemlerde deri, hayvan kemikleri ve bitkiler popülerken, daha sonraki dönemlerde gümüş, bronş, altın ve diğer değerli taşlar takı çeşitliliğini arttırmıştır. Toplumlar geliştikçe takı sonunda bugünkü formunu almıştır. Günümüzde takı kendine özgü bir sanat olarak kabul edilmektedir.
Mücevher yapımının ilk işaretleri M.Ö. 3,000 ile 5,000 yıl arasında antik Mısır’da ortaya çıktı. Mısırlılar diğer metallerden daha çok altını tercih etti çünkü o nadir bir metal idi. Altın zamanla sosyal ve politik gücün sembolü haline geldi. Zengin Mısırlılar öldükten sonra mezarlarına yerleştirilen mücevherler kullandı. Kuzey Afrika’da, Maroko, Cezayir ve çevre ülkelerdeki farklı etnik gruplar uzun sosyal geleneklerin ardından kadınları süslüyor ve onların etnik kimliğinin bir parçası olarak özel olarak işlemeli ve çoğunlukla gümüş mücevherler yaptı.
Sanat ve sosyal değişim alanındaki gelişmeler, mücevherde yenilikçi anlamda büyük bir etkiye sahiptir. Robert Lee Morris gibi el işçileri tarafından başlatılan mücevher-sanat hareketi, Gill Forsbrook gibi İngiltere’deki tasarımcılar tarafından devam etti. Duyarlı tasarımcıların yükselişi, farklı sanat dalları arasındaki etkileşimler, mücevherin fenomen ve işlevlerinin sorgulanması ve heykel, resim ve grafik tasarım gibi farklı sanat ve tasarım dallarında çalışan sanatçılar tarafından mücevherin tasarımı veya üretimi, modern mücevher anlayışını etkileyen diğer faktörlerdir.
Türkiye’de mücevher kültürüne baktığımızda, farklı bölgelerde benzersiz tasarımların zenginliğine rastlarız. Mardin’den Şanlıurfa’ya, Gaziantep’ten Erzurum’a, Antakya’dan Tokat’a bir “Anadolu mücevheri” turu yapsaydık, Anadolu’nun benzersiz ve özgün güzelliği tarafından şaşkına dönerdik.
Tüm ülkeye ve hatta dünyaya yayılan köylerine kadar uzanan Anadolu mücevher kültürü içinde, kendilerini duyuranlar vardır. Bugün onlardan bazılarını konuşmak istiyorum.
Beypazarı Takıları
Ankara’nın Beypazarı ilçesinin tarihi Hititler ve Frigyalılar’a dayanmaktadır. Tarihi evleri, gümüş işçiliği ve havuçları ile ünlü bir kasabadır. Özellikle gümüş el işçiliği, Telkari olarak bilinen nakış işçiliği ünlüdür. İnce, yorucu el işçiliği ve zarafetiyle tanınan gümüş nakış işçiliği, bugün şehir için bir semboldür ve giderek yaygınlaşmaktadır.
Gümüş nakış işçiliği sanatı, 13. yüzyılda Anadolu ve modern Ankara’da faaliyet gösteren ticaret ve el sanatları odası olan Ahi Kardeşliği tarafından Beypazarı’na getirilmiştir. Beypazarı halkı bu sanatı bir el sanatı olarak kabul etti ve zaman içinde geliştirdi.
Bu kasaba ve bölge tarih boyunca önemli ticaret yolları boyunca bir pazar olarak hizmet etmiştir. Bugün, diğer illerden bölgeye gümüş getirilmektedir, çünkü bölgede gümüş madeni yoktur. Bugün, gümüş ustaları ve el işçileri bölgedeki güzelce düzenlenmiş bir çarşıda toplanmıştır ve bu sanatın gelişmesi çarşıdaki usta-çırak ilişkileri sayesinde mümkündür. Bu teknik, büyük sabır, el işi, dikkat ve hassas işçilik gerektirir ve eski ve yeni nesillerin bir sentezi olarak sürdürülmektedir.
Kahramanmaraş Takıları
Kahramanmaraş ve çevresi, kültür ve turizm açısından özel bir yere sahiptir. Kahramanmaraş, Akdeniz iklim bölgesinde olmasına rağmen, Orta Anadolu ve Doğu Anadolu iklim bölgeleriyle sınırı vardır.
Doğu Akdeniz’de yer alan Kahramanmaraş, aynı zamanda dondurması ile de ünlüdür. Şehir, mağaraları, Ashab-ı Kehf mağara kompleksi veya Yedi Uyuyanlar, İslam ve Hristiyan geleneklerinde önemli bir yere sahip olan ve platolar ile de önemli bir turizm potansiyeline sahiptir.
Altın iplikli nakış, Kahramanmaraş’taki genç kızlar tarafından büyük bir çaba ve sabırla sürdürülen ve canlı tutulan yerel sanatların arasındadır. Özellikle “Dival” ve “Maraş işi” yerel nakış sanatları arasında en yaygın ve ünlü olanıdır.
Kahramanmaraş, yüzyıllardır bakır işleme, ahşap oyma ve gümüş iplik işleri gibi benzersiz sanat dalları ile ünlüdür. Bu sanat dalları arasında, halen bugün de yapılan bir diğer sanat ise mücevherat sanatıdır. Maraş Burması ve Habbe Kolye, 14. ve 16. yüzyıllarda Maraş’ta hüküm süren Dulkadir Beyliği döneminden beri bölgenin bir parçası olan geleneksel mücevherat modelleridir. Bu mücevherat tasarımları, Kahramanmaraş’taki 40 yaş üstü kadınlar için vazgeçilmez eşyalardandır. Sembolik olarak, bu tasarımlar geleceğin güvencesidir ve bölgede “ölüm ve hayat” olarak bilinir, yani sahipleri hayatta ve ölümde finansal olarak güvende hissettirecek kadar değerlidir çünkü mücevherat hayatta olan herhangi bir maliyeti karşılayabilir ve ölümlerinde gerekli olan cenaze maliyetlerini karşılayabilir. Bugün, insanların ekonomik gücü, kültür düzeyi, mücevherat anlayışı, gelişen teknoloji ve toplumun arzularına göre kurulmuş onlarca üretim atölyesi, Kahramanmaraş’ta altın mücevherat üretiminde yer almaktadır.
Trabzon Takıları
Trabzon, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yer almaktadır. Kafkaslar ve İran geçiş yolunun başlangıcında yer almaktadır. Karadeniz sahiline sahip diğer ülkelerle limanları aracılığıyla bağlantıları vardır. Tarihi ve doğal güzellikleriyle dört mevsim ziyaret edilebilecek bir turistik şehirdir. Arkeolojik kazılar tarafından ortaya çıkarılan buluntular, Kalokolitik ve Bronz Çağına ait olduğunu göstermektedir. Altıncı yüzyıldan sonra, İpek Yolu ile oluşan bağlantı nedeniyle Trabzon bölgesi önemli bir ticaret merkezi haline geldi.
Güzel sahil şehri zengin tarihi, kültürel ve turistik dokusu ile ünlüdür. Trabzon ve çevresinde taş ve ahşap işçiliği, dokuma, sepet yapımı, bakır işçiliği, bıçak yapımı ve yatak yapımı gibi geleneksel el sanatları günümüze kadar varlığını sürdürmüştür, ancak eski günlerdeki güzellikleri yitirmiştir. Bakır işçiliği, bu sanatı bugün hala ünlü ve popüler tutan bir istisnadır.
Birçok el sanatı takıların yanı sıra, Trabzon “sepet bileklikleri” ile ünlüdür. Sepet bileklikleri ve kolyeler hem altından hem de gümüşten yapılır ve ülkenin birçok bölgesine ihraç edilir. Bileklik tarihi binlerce yıl öncesine dayanmaktadır ve özelliklerini koruyan bir parçadır. Bugün hala var olan ve aranan bir parçadır. Dokuyan kişi gücünü elinden alır. Trabzon Sepet Bilezik üretimi tamamen el yapımına dayanmaktadır. Altın veya gümüş ipler Trabzon kadınlarının elinde düğümlenir. İpler, her sanatçı kadının elinde benzersiz bir şekil ve duyguların bir karışımını alan ince bir ipek gibi düğümlenir.
Gaziantep Takıları
Gaziantep, Güneydoğu Anadolu bölgesinin batıya, Akdeniz’e ve Ortadoğu’ya bağlanan otoyollar ve demiryolların merkezi noktasıdır. Her Anadolu şehri gibi, Gaziantep’te de hala birçok el sanatları yapılmaktadır. Mücevher, bakır işçiliği, kutnu halı yapımı, aba dokumacılığı, yemenli yapımı, zurna yapımı, Antep el sanatları, küp yapımı, gümüş işçiliği ve Gaziantep halı yapımı gibi çeşitli el sanatları yapılmaktadır.
Midye kabukları, çeşitli ip ve ceviz ağacı gibi malzemelerle yapılan benzersiz bir el sanatı olan inci işlemelerini yapan el işçileri bölgede geniş yaygındır ve ülke genelinde de popülerdir.
Gaziantep’te bakır da oldukça popülerdir ve bölgenin ünü antik dönemlere dayanmaktadır. Bölgede üretilen bakır ürünler tek parça olarak yapılmaktadır, kaynak yapılmaz veya başka bir şekilde parçalar birleştirilmez.
Gümüş işçiliği ve mücevherat da Gaziantep’te yaygın ve çok önemlidir. Karkamış, Dülük ve Belkıs gibi antik şehirler ve yığınlardan çıkarılan gümüş eşyalar, Gaziantep ve bölgesinde gümüş işçiliği ve kullanımının uzun zamandır çok yaygın olduğunu göstermektedir. Altın işçiliği ise bölgede nispeten yeni gelişen bir alandır, son yüzyılda ortaya çıkmıştır. Gaziantep’teki altın işçiliğinin en önemli özelliği, üretimde 22 ayar altın kullanılmasıdır.
Görüşünüzü Bildirin 👇
Aşağıdaki "Beğendim" butonuna dokunarak yazıya puan verebilir ve sayfanın alt kısmında bulunan yorum formu aracılığı ile görüşlerinizi diğer okuyucular ile paylaşabilirsiniz.Ayrıca yeni içeriklerden haberdar olmak için: Instagram hesabımızı takip edebilir, Facebook sayfamızı beğenebilir, Twitter'da bizi takip edebilir veya LinkedIn hesabımıza abone olabilirsiniz. İçeriklerimizi kaçırmamak için: Play Store'dan uygulamamızı indirebilirsiniz.